Kral Davud'un ölümünden sonra, oğlu Süleyman tahta geçti. O, Allah'a sadık ve O'nun yasalarına uyan ve O'nun iradesini yerine getirmek isteyen biriydi. Allah, Süleyman'ın kalbinin niyetlerini biliyordu ve ona bir rüya verdi:
"Süleyman'a Gibeon'da geceleyin bir rüyada göründü ve Tanrı şöyle dedi: 'Ne isteyeyim sana vereyim?' Süleyman şöyle dedi: (…) Kullarına adaletli davranacak bir anlayışlı zihin ver, iyi ile kötüyü ayırt edeyim, çünkü senin büyük halkını kim yönetebilir ki?" Bu, Rabb'bin Süleyman'ın böyle istediğini memnuniyetle kabul ettiğini gösterdi. Tanrı ona şöyle dedi: "Çünkü böyle istediğini sordun ve uzun ömür ya da zenginlik ya da düşmanlarının hayatını istemedin, fakat kendin için doğruyu ayırt etme anlayışı istedin, işte şimdi söylediğine göre öyle yapacağım. İşte sana akıllı ve anlayışlı bir zihin veriyorum, senden önce hiç kimsenin sahip olmadığı ve senden sonra da hiç kimsenin sahip olamayacağı bir şekilde. Ayrıca sana hiç istemediğin zenginlik ve şan da vereceğim, böylece krallar arasında seninle kıyaslanamayacak, bütün günlerin boyunca. Eğer baban Davud'un yaptığı gibi benim yolumda yürür ve benim buyruklarımı ve yasalarımı korursan, o zaman senin günlerini uzatacağım." Süleyman uyanıp, gerçekten bir rüya olduğunu gördü. Sonra Kudüs'e geldi, Rab'bin Antlaşma Sandığı'nın önünde durdu ve yakmalık ve esenlik sunuları sundu, bütün hizmetlileri için bir ziyafet düzenledi. " - 1. Krallar 3:5-15.
Allah, Süleyman ile konuşmak ve onun altında bereketini ve korumasını doğrulamak için bir rüya kullandı ve çünkü alçakgönüllü bir şekilde bilgelik istedi, Allah onu bilgelikle birlikte hiçbir krala benzemeyen zenginlik ve şanla doldurdu.
Bu gün için de bu, Allah'ın bizi eğitmek ve kutsamak için rüyaları kullandığının başka bir onayıdır.
