Rut’un Hikâyesi

Adım Ruth ve Efendim İsa Mesih’in üzerinde yürüdüğü topraklardan geliyorum. İslam’a önem veren, oruç ve dua gibi gereklilikleri yerine getiren, eğitimli bir aileden geliyorum. Hıristiyanlardan nefret ederek büyüdüm. Çünkü üç ayrı tanrıya tapındıklarını sanıyordum. Ancak bütün hayatımı değiştiren bir rüyada İsa bana göründü.

Size Tanrı’mızın mucizelerin Tanrı’sı olduğunu anlatmak istiyorum. Ben bunu kesin olarak biliyorum çünkü O’na bizzat şahitlik ederim. Rabbim, Tanrım ve Kurtarıcım İsa Mesih’in izinden giderek bugün vaftiz oldum ve ismimi Ruth olarak değiştirdim. Bütün istediğim Rabbimin yolundan yürümek, “Nitekim bunun için çağrıldınız. Mesih, izinden gidesiniz diye uğrunuza acı çekerek size örnek oldu”. (1. Petrus 2:21) O’nun sesini duyalım ve O’nun sürüsüne dahil olalım diye bizi çağırdı. “Koyunlarım sesimi işitir. Ben onları tanırım, onlar da beni izler.” (Yuhanna 10:27)

Vaftizimden önce bir sürü şey için dua ediyordum ve vaftizim de bunlardan biriydi. Bunun için bütün kalbimle dua ettim ama sonra fark ettim ki, Kutsal Kitap’ta da dediği gibi, “Her şeyin mevsimi, göklerin altındaki her olayın zamanı vardır”. (Vaiz 3:1)

Bu dönemde bazı Hıristiyan mezheplerle iletişim içindeydim. Ben her zaman Hazreti İsa’yla ve O’nun şahsında büyümek istedim. Sonunda Tanrımın beni ne kadar sevdiğini ve yaşamım için yasa olarak Kutsal Kitap’ı izleyerek –“Sözün adımlarım için çıra, Yolum için ışıktır” (Mezmurlar 119:105)– ve O’nun buyruklarına uyarak ve İsa’ya bağlı kalarak azınlığın parçası olmamı istediğini biliyordum. “Bu da, Tanrı’nın buyruklarını yerine getiren, İsa’ya imanlarını sürdüren kutsalların sabrını gerektirir.” (Vahiy 14:12) Ve insanların buyruklarına uymamamı istiyordu: “Bana boşuna taparlar. Çünkü öğrettikleri, sadece insan buyruklarıdır.” (Matta 15:9) Hazreti İsa beni İslam’ın karanlığından O’nun olağanüstü ışığına getirmek istiyordu: “Sizi karanlıktan şaşılası ışığına çağıran Tanrı’nın erdemlerini duyurmak için seçildiniz.” (1. Petrus 2:9) Yaşamlarımızla ve Tanrı’ya ibadetle ilgili her konuda yasa olarak Kutsal Kitap’ı gözeten bu kiliseye getirilinceye kadar birçok aşamadan geçtim.

Doğru yerde vaftiz olmam için bana yol gösteren Rab’be minnettarım. Bana sabır ve bilgelik verdiği, tüm buyrukları ve İsa’ya ibadeti gözeten kiliseyi seçmenin önemini bana gösterdiği için O’na minnettarım. Kutsal Kitap çalışmalarım sayesinde diğer kiliselerdeki karanlığın boyutunu ve Kutsal Kitap’tan ne kadar uzak olduklarını fark ettim. Onlarda Kutsal Ruh’a üzüntü veren birçok şey gördüm (putlara ibadet, Şabat’a uymamak, azizlere yalvarmak, Meryem adına dua etmek, tekrarlanan dualar, evangelizm korkusu, inançta riyakârlık ve başka bir sürü şey).

İsmen Hıristiyan olan birçok insan var. Onların inancı Kutsal Kitap’ın hakikatinden çok uzak çünkü kendi elleriyle imal ettikleri, yabancı tanrıları seçtiler. Vaftiz olduğum kilise, bana Hazreti İsa tarafından verilen en kusursuz armağandır. Hazreti İsa bana O’na iman etmeyi, Ruh’a iman etmeyi, Kutsal Kitap okumayı ve hizmet etmeyi öğretti: “Gayretiniz eksilmesin. Ruhta ateşli olun. Rab’be kulluk edin. Umudunuzla sevinin. Sıkıntıya dayanın. Kendinizi duaya verin.” (Romalılar 12:11-12)

Ben artık hayatımı inanlılardan oluşan bu cemaatle birlikte vaftiz olduğum kilisemde duayla, sebatla ve Hazreti İsa’nın lütfuna duyduğum şükranla kulluk ederek sürdüreceğim. İnanlı yoldaşlarımın nasıl başkaları için dua etmeye vakit ayırdıklarını, sohbetlerinde nasıl Tanrı’yı yücelttiklerini, O’na şükrettiklerini ve Tanrı’nın buyruklarına ve İsa inancına sadık kaldıklarını gördüm. İnancın sıcaklığıyla Kutsal Kitap’ı yasa olarak kabul ediyor, Hazreti İsa’yı en üstün örnek ve Kilise’nin başı olarak görüyorlar. Tanrı’ya Kutsal Kitap’ta yazdığı gibi itaat ediyorlar. İstisnasız herkese saygı gösteriyorlar, kimseye karşı önyargılı değiller ve diğerlerinin yaptığı gibi başka mezheplere inançsızlık edip saldırmıyorlar. Diğer cemaatlerle yürüttüğüm ilişkilerde ve çalışmalarda kiliseme nasıl bir öfkeyle saldırdıklarını gördüm. Bunu cehaletle ve herhangi bir tarafı yüceltmek için söylemiyorum, sadece Hazreti İsa’nın bana öğrettiği gibi içten ve inançlı bir yürekle söylüyorum.

Karşılaştığım her zorlukta hep Rab’bin bilgisini ve bilgeliğini ararım. Ben, Rab’bin imanlı bir kulu olmak istiyorum. Rab İsa üç yıl önce bir rüyada bana göründüğünde ve ben Mesih’e inanmaya başladığımda, hemen vaftiz olmadım. Rab’bin bana sabır verdiğini şimdi fark ediyorum çünkü ben Mesih’in Rab olduğu gerçek Kilise’de vaftiz olmak istiyordum.

Bu dünyada hepimiz misafiriz, öldüğümüz anda övgüye ve kulluğa yer kalmayacak çünkü kutlu vaadini yerine getirmek üzere erdemli olanı yanında götürecek olan Mesih’in gelmesini bekleyen bizler bir uyku hali içindeyiz: “Yüreğiniz sıkılmasın. Tanrı’ya iman edin, bana da iman edin. Babam’ın evinde kalacak çok yer var. Öyle olmasa size söylerdim. Çünkü size yer hazırlamaya gidiyorum. Gider ve size yer hazırlarsam, siz de benim bulunduğum yerde olasınız diye gelip sizi yanıma alacağım.” (Yuhanna 14:1-3)

Rab’bin beni doğru vaftize yönlendirmesi için çok bekledim. Bir grup inanlı, Rab doğru zaman, yer ve kişiyi ayarlayıncaya kadar benim için dua etti. Fakat beklemek zordu. Geceleri, “Tanrım, bana yardım et, bana sabır ver, bilgelik ve dayanma gücü ver çünkü gerçekten yoruldum ve vaftiz günümün gelmesi için bekliyorum,” diye dua ederken hep ağlıyordum.

Beklenen gün nihayet geldiğinde, o kadar heyecanlı ve sevinçliydim ki gece gözüme uyku girmedi. Ayrıca ailemin planımdan haberdar olmasından ve istediğim şeye kavuşmamı engellemelerinden de korkuyordum. Sabah çok erken kalktım ve sanki üniversiteye gidiyormuşum gibi hazırlandım. Yapacağım şeyi aileme söyleyemezdim. Kahvaltı sofrasına oturduğumuzda büyük bir mutluluk ve sevgiyle doluydum ama aynı zamanda hüzünlüydüm de. Beni bağışlayın, diye geçirdim içimden. Size söylemeden gideceğim çünkü bana engel olurdunuz. Fatma olarak gideceğim ve Ruth olarak döneceğim. Kötü bir şey olmayacak çünkü Hazreti İsa bana, beni koruyacağına söz verdi. Sizi gerçekten seviyorum ama Rabbimi daha çok seviyorum. Çantamı sırtıma astım ve okula gidiyormuşum gibi evden çıktım. Üniversitede bir taksi çağırdım, beni vaftiz edecek pastörle buluşmaya gidecektim. Beklerken benimle gelmesi için bir arkadaşımı çağırmıştım. Arkadaşım gecikince gelmeyecek diye ödüm patladı. Fakat Tanrı’ya şükürler olsun bana yüzyıl gibi gelen bir bir saat sonra arkadaşım göründü.

Vaftiz yerinde uzakta, nereye gittiğimi kimsenin bilemeyeceği bir yerde pastör ve ailesiyle buluşmak üzere yola çıktık. Nihayet gideceğimiz yere vardığımızda pastör ve ailesiyle tanıştık. Sonra kiliseden kız ve erkek kardeşlerin beklediği vaftiz yerine gittik. Vaftiz olduğum gün sevincimi paylaşacak yeni bir ailemin olması ne kadar harika bir şeydi! Birlikte dua ettik ve ağladık. Kutsal Kitap’ı birlikte okuduk ve Tanrı’nın adına övgüler sunduk. Sonra onlara hikâyemi ve yolculuğumu anlattım, gözyaşlarımız birbirine karıştı.

Vakit geldiğinde nehre girdim. Pastör dua ederken ben, “Sana şükürler olsun, Rab. Seni seviyorum, İsa!” diyordum. Kalbim ağzımdaydı ve kelimeleri adeta haykırıyordum. Sonra vaftiz oldum. Rab’bin hizmetkârı beni suya batırdığında gerçekten yeni bir varlık olduğumu ve eskisinin gittiğini hissettim. “Bir kimse Mesih’teyse, yeni yaratıktır; eski şeyler geçmiş, her şey yeni olmuştur.” (2. Korintliler 5:17) Fatma olarak uzun bir yolculuktan sonra, Ruth oldum. Gözlerimde yaşlar vardı ve sesimi duyduğu, bana cevap verdiği için Rab’be şükrettim. Olduğumuz yer kutsaldı. Atmosfer inanç, arzu ve Rab’be derin bir şükranla doluydu. Kardeşlerimin de katılımıyla yaşadığım gerçekten de Rab, Melekleri ve Kutsal Ruh’ta bir düğündü.

Vaftizim yaklaşık iki buçuk saat sürdü ve sonra eve gitme vakti geldi. Saat 13:00’te eve vardığımda büyükbabamı ve ailemi yemek sofrasında buldum. Önlerine yemek koydum. Onlarla birlikte oturdum ve çok güzel bir gün olduğunu söyledim. Sonra odama gidip ağladım. Onlara duyduğum sevgi o kadar büyüktü ki, vaftiz olmalarını ve İsa Mesih’i tanımalarını gerçekten istiyordum. Fakat kendi kendime sorun olmadığını söyledim. Tanrımız merhametlidir. Mesih’teyken güçlü ve sebatlı olacağım. Ailemle kalacağım ve onlar için dua edeceğim. İsa’nın elçisi olacağım. “Böylece, Tanrı aracılığımızla çağrıda bulunuyormuş gibi Mesih’in adına elçilik ediyor, O’nun adına yalvarıyoruz: Tanrı’yla barışın.” (2. Korintliler 5:20)

Dualarınıza ihtiyacım var çünkü durumum kolay değil. İnancımı ailemden saklamalı ve İsa Mesih’in koruması altında yaşamalıyım. “Mesih İsa’ya ait olup Tanrı yoluna yaraşır bir yaşam sürmek isteyenlerin hepsi zulüm görecek.” (2. Timoteos 3:12)

Onlar da Hazreti İsa’yı tanısın ve azınlık kilisesinin parçası olsunlar diye lütfen ailem ve diğer Müslümanlar için dua edin. O dar kapıdan ancak yaşamını Tanrı’ya adayan, inanlının karşısında duran karanlığa katlanan, Tanrı’nın ayak izlerini takip eden, O’nun buyruklarına uyan ve O’na inancını koruyanlar geçebilecek.

Daha Fazla İçerik
Tevrat’ta “Tanrı’nın Oğlu” Doktrini
Türkçe